Tam ismiyle Phineas Taylor Barnum (1810 – 1891), Amerikalı iş adamı ve “Ringling Bros – Barnum & Bailey” sirkinin kurucularındandır. Önde gelen birçok insan tarafından deha olarak adlandırılan Barnum, Halkla İlişkileri oldukça yaratıcı şekillerde kullandığı için bu sıfata layık görülmüş “Living Wonders” yani “Yaşayan Harikalar” adı verdiği müzesiyle tarihe geçmiştir.

Circa 1885: Milyoner Amerikan Şovmen Phineas Taylor Barnum (1810 – 1891) – (Photo by Hulton Archive/Getty Images)

Barnum’un meşhur sirkinden bahsetmeden önce değinmemiz gereken ve onun biyografisini yazan araştırmacı tarafından Barnum’un şov dünyasındaki yaratıcılığı bu sözlerle açıklanmıştır.

“He takes a mildly interesting object that had been around for some time and to puff it almost overnight into an earthshaking event.”

                “Bir süredir ortalıkta olan biraz ilginç bir nesneyi alır ve neredeyse bir gece içerisinde yeri yerinden oynatacak bir olaya dönüştürür.”

Döneminde halkı açtığı sirklere ve ucube gösterilerine çekebilmek için geliştirdiği stratejilerden birisi tanıtımını yaparken yanlışlanamaz (falsifiability) cümle öbekleri kullanıyor olmasıdır. Sosyal Psikoloji alanında “There is a sucker born every minute.” yani “Her Dakika bir aptal doğar.” cümlesiyle tanınmakta ve stratejik olarak kullandığı cümlelerin herkes için geçerli olabilmesiyle birlikte yanlışlanamıyor oluşudur.

Barnum halen geliştirmekte olduğumuz Psikoloji alanında da kendine yer edinmiş, ve bugün kullandığımız “Barnum Etkisi” terimini literatüre sokmuştur. Barnum Etkisi basit olarak “Forer Etkisi” olarak da bilinir, bireylerin, özellikle kendileri için hazırlanmış görünen aslında büyük çoğunluktaki insanlara uyacak kadar genel ve belirsiz kişilik betimlemelerine yüksek puan verme eğilimlerini anlatan gözlemsel bir kuramdır. Bu yöntem Astroloji alanında özellikle burç yorumlarında karşımıza bolca çıkan bir genellemeler silsilesi olarak görülebilir. Barnum bu etkiyi yüksek gözlem yeteneği ile analiz etmiş ve insanların doğru kelimeler, tamlamalar ve eksiltilmiş doğrular ile yönlendirilebileceğine inanmış, bilakis yönlendirebilmiştir.

Meşhur Fil Jumbo

P.T. Barnum en çok fil “Jumbo” hikayesi ile akıllara yer etmiştir. Dünya’nın en büyük fili olduğunu iddaa ettiği “Jumbo”, Fillerin Kralı olarak adlandırılmaktadır. Jumbo, aynı zamanda Büyük Britanya’ya canlı olarak getirilen ilk Afrika Fil’i olma özelliğini taşır. Barnum’un amacı Londra’da daha önce insanların görmediği bu hayvanı sergileyerek ciddi miktarlarda paralar kazanmaktı. 1885’de fili tekrar İngiltere’ye getirmeye çalıştığı bir esnada “Jumbo” ve bir diğer fil olan “Tom Thumb” bakıcılarının müdahalelerine ragmen tehlikeli ve aktif bir tren rayına fazla yaklaştılar ve Jumbo’nun ölümüyle sonuçlanacak bir tren kazasının taksirle içerisinde bulundular. Barnum bu trajik olaydan sonra “Jumbo – Bakıcısının ve Fil Arkadaşı Tom’un Hayatını Kurtaran Hayvan” başlığıyla bu haberi ülke geneline yayarak popülaritesini arttırmış daha sonralarında dişi bir fil olan Alice’i ülkeye sokarak “Alice – Jumbo’nun Arkadaşı” manşetiyle duyurum yaratarak bu krizi yeniden bir fırsata çevirebilmiştir.

Halkla İlişkiler perspektifinden bakıldığı zaman üç gelişim döneminden (Yanıltma – Bilgi Verme – İki Taraflı İletişim Kurma) ilkinde oldukça büyük rolu olan kişilik P.T. Barnum’dan başkası değildir. Basın Ajansı/Tanıtım Modeli’nin temsilcisi olarak da anılır, bu modelde halkla ilişkilerin özünü oluşturan doğru ve eksiksiz bilgi verme ilkesi önem taşımamaktadır. Bu modelin bir zıttı olaran çağdaş halkla ilişkilerde, temsil edilen kurum, kuruluş hakkında verilen bilgiler her zaman için o kuruluşun iyi yanlarını gösteren bilgiler olmayabilir. Gerektiğinde, kuruluşun yapmış olduğu bir hata da rahatlıkla açıklanabiliyor olmalıdır.

 

Referanslar: